Kişisel Blog Günlükleri, Edebiyat, Kitap, Felsefe, Siyaset, Politika, Öykü, Anı, İnternet, Blog yazarlığı, E- Ticaret
27 Şubat 2013 Çarşamba
26 Şubat 2013 Salı
Bekar yemeği
Bekar yaşayanların genelde sahanda yumurta ile geçiştirdiklerini kendi geçmiş deneyimlerimizden biliriz, yalnız biraz damak tadınızın farkına vardığınızda bekar olsanız bile çok güzel yemekler yapabilirsiniz, öncelikle acele etmeyin akşam yemeği için ne tür bir şey düşünüyorsanız hemen işe koyulabilirsiniz,
size herhangi bir akşam için bir öneri bizdeki ismi ile patlıcanlı tepsi kebabı.
Malzemeler:
1. Kg Patlıcan
1. Kg Domates
0,5 Kg Biber
0,5 Kg Kıyma
Tuz, karabiber, sarımsak
Hazırlanışı
Patlıcanları yuvarlak dilimler şeklinde doğrayınız, aynı şekilde domatesleride kesiniz, birer dilim patlıcan ve domates arasına köfte şeklinde kıyma yerleştirin, tepsinize dizin üstüne biber, domates ve sarımsak serpin ayrıca tuzu biberini de ekleyin bir bardak sıcak suyunuzuda ekleyip fırına verin artık yemeyinde yanında yatın.
size herhangi bir akşam için bir öneri bizdeki ismi ile patlıcanlı tepsi kebabı.
Malzemeler:
1. Kg Patlıcan
1. Kg Domates
0,5 Kg Biber
0,5 Kg Kıyma
Tuz, karabiber, sarımsak
Hazırlanışı
Patlıcanları yuvarlak dilimler şeklinde doğrayınız, aynı şekilde domatesleride kesiniz, birer dilim patlıcan ve domates arasına köfte şeklinde kıyma yerleştirin, tepsinize dizin üstüne biber, domates ve sarımsak serpin ayrıca tuzu biberini de ekleyin bir bardak sıcak suyunuzuda ekleyip fırına verin artık yemeyinde yanında yatın.
Bir nefes Mutluluk
Aldığımız nefes kadar değerli bir şey yoktur, düşünün bir bir salise nefes almazsanız hiç bir şey yaşayamazsınız, John Stuart Mill’e kulak verirsek Kendisi bir vakitler mutluluğun peşinde koşulacak bir şey değil, hayatın bir yan ürünü olduğunu yazmış; bir de iniyor muyum, çıkıyor muyum, mutlu muyum, mutsuz muyum diye düşünerek canınızı sıkmak gibi bir alışkanlığınız varsa acilen terk etmenizi salık vermişti. “Mutluluğu aldığınız nefesle elde edersiniz, üzerinde çalışarak veya kara kara düşünerek değil” mealinde bir şeyler de söylemişti. Bilirsiniz, yaşamışsınızdır; mutluluk gelir, mutluluk gider… Ama hepsi hayatın bir parçasıdır ve iyidir!"
Mark Vernon
Mark Vernon
Adsense Premium
Google premium
adsensenin şuanki en üst kullanıcısına verdiği isim diyebiliriz, adsense
premium olabilmek için sitenizin aylık 20 milyon üzeri gösterimi olmak
zorundadır, sitenizin aylık 5 milyon arama sorgusu alması gerekiyor, ayrıca
şirket olmanız gerekiyor, tahminen adsense premium olan sitelerin günlük
kazançları Türkiyedeki iki memurun aylığına denk gelir.
örnek olarak
gezginler.com adsense premiumdur.
buradanda adsense premium olup olmadığınıza bakabilirsiniz.
24 Şubat 2013 Pazar
Al yazmalım Selvi Boylum
Kadir İnanır ve Türkan Şorayın
oynadığı al yazmalım selvi boylum filmini hepimiz biliriz filme olağan üstü bir
şölen katan Cahit Berkayın müziğinide hepimizin kulağı aşina, film Cengiz
Aymatovun selvi boylum al yazmalım adlı eserinden uyarlanmış, her ne kadar
onlarca defa filmi izlemiş olsamda Cengiz Aymatovun kaleminden kitabını da
okumak istemiştim hep nihayetinde kısmet bugünlereymiş, filmi oyuncularıyla
müziğiyle hepimiz nasıl hafızamıza kazdıysak inanın kitabı okuduğunuzda da aynı
etkiyi hissedeceksiniz. Filmdeki Asya ve İlyası Romanda İlyas ve Asel olarak
geçiyor, hikaye Kırgızistan da Tiyen şan
dağlarında ışık gölü kenarında geçiyor, romanda İlyas ve Samet isimleri
dışındaki isimler ayrı, Asel, Alibek, Cantay, Baytemir gibi isimler geçiyor
Etiketler:
al yazmalım,
alibek,
asel,
baytemir,
cahit berkay,
cantay,
cengiz aymatov,
ilyas,
kadir inanır,
selvi boylum,
Tiyen şan,
türkan şoray
19 Şubat 2013 Salı
35. yaş bunalımı
Hani
şair der ya hangi resmime baksam ben değilim, şimdi aynen öyle hangi resmime
baksam ben değilim, sadece benmi değil! kime baksam kendisinden eser yok, bir
ihtimal sende aynı değilsin, gülen gözlerin aynı değil, siyah saçların aynı
değil, yüzünü düşünmek istemiyorum hep hatıralarımdaki gibi kalsın, zamanla
nasıl değişiyor insan, sonradan farkediyorsun bazı şeyleri dönüp düzeltmek
istiyorsun ama dönülmez bir yola girmişsin bile, sonradan farkediyorsun
dünyanın türlü türlü renklerini, her doğan günün aslında yeni bir umut ve
beraberinde yeni bir dert getirdiğini, sonradan farkediyorsun yalnız kaldığını,
geri dönebilsem diyorsun bunların hiç biri olmayacak, ama gittikçe artıyor
yalnızığın, dostlarla da yolların ayrılıyor tek tek, hayatta beraber başladığın
kaç kişi kalıyorki sona doğru, ya sonuncusun ya da sonda bir önceki.
Tarih Tekerrürmü edecek?
Yavuz Sultan Selim ile İdrisi
Bitlisi
Recep Tayip Erdoğan ile
Abdullah Öcalan
Başlık ne kadar oturdu
bilmiyorum ama yazının içeriği tamda başlıkta kendini gösterecek, bildiğimiz
üzere Osmanlının geniş çoğrafyalara açılması Yavuz Sultan Selim dönemine denk
gelir, tabii Selçuklulara nasıl Anadolunun kapısını Malazgirt muhaberesinde
Kürtler açtıysa, Osmanlının geniş çoğrafyalara açılmasının sebebide yine
Kürtlerdir, Yavuz Sultan Selim bunun farkındaydı eğer büyümek istiyorsa ortadoğu
ve asyaya açılmak niyetindeyse Kürtlerle anlaşmak zorundaydı, Kürt beylikleri
ile anlaşmak içinde yine bir Kürdü seçmişti '' İdrisi
Bitlisi''
Bitlisi Kürt beylikleri ile görüşmüş hemen hemen hepsini Yavuz'dan (
Yavuz ismi o dönemde Hırsız manasında kulanılır)yana taraf Şii
Safevilerle savaşmaya ikna olmuştur, Yavuz (Hırsız) Sultan Selim Kürtleri arkasına
alarak Şii Safevilerle karşı savaşmış, savaşı kazanmıştır.
Recep
Tayyip Erdoğan şimdi Yavuz (Hırsız) Sultan Selimin taktiğinimi uyguluyor acaba,
Erdoğan Türkiyenin ancak Kürtlerle büyüyeceğinin farkında onun için komşularla
sıfır sorun politikası aslında Kürtlerle sıfır sorun olarak algılanmalıdır, bu
işte Kürtlere ne düşecek onu da Kürt tarafının Müzakere gücü belirleyecek.
Son
olarak Yavuz Sultan Selimin Muş’ta yaptırdığı çeşmenin Safevileri destekleyen
Kürtler tarafından tahrip edilmesi üzerine çeşmenin üstüne alttaki şiiri
yazdırmış Kürtlere nasıl kin kustuğunu göstermiştir..
“Kürde fırsat verme Ya Rab
Dehre sultan olmasın
Ayağını çarık sıksın
Karnı bile doymasın
Vur sopayı al haracı
Gönlü asla iflah olmasın
Ol bu çeşmeden gavur içsin
Rum içsin
Kürde nasip olmasın”
Derviş olmayı istemek
Ki kadeh şarapla dünyayı
göstersin
Ve dilediğimiz ne varsa
görünüversin
Ve aydınlansın önümüzde
durum
Geleceğimiz başarılı
olacak mı bakalım
Hayat ırmağını bulmak için yola koyulmuştu, şimdi hayat
yolunda karşılaştığı bin bir türlü sorunla içiçeydi bu sorunlardan nasıl
kurtulacağına dair hiç bir fikri yoktu, şu an sadece günü birlik yemek, içecek
ve barınma ihtiyaçlarını nasıl giderceğini düşünüyordu, hayatın kaynağına ulaşmak
için yola çıktığında dervişleri örnek almıştı yola çıkmalıydı dervişler misali
köy köy, şehir şehir, ülke ülke dolaşmalı değişik yerler görmeli, değişik
insanlar tanımalı, başka diller bilmeli, başka inançlar başka örf ve adetler öğrenmeliydi,
kafasındaki sorulara cevaplar bulmalıydı, içindeki boşluğu dolduracak birşeyler
olmalıydı.
Yola
koyulmuştu sonunda geride köyünü bu yaşa kadar kaldığı, okuduğu medresesini ve
hocasını bırakmıştı, heybesinde el yazması bir Kuranı kerim ile bir kaç gün
idare edecek kuru ekmekten başka bir şey yoktu, köyünden çıkalı epey zaman olmuştu,
bir çok köy, bir çok kasaba görmüştü, misafir olduğu kimi evlerden memnun kalmış
böyle bir ailesi böyle bir evi olsun istemişti huzurlu bir hayat belki yeterdi
ona, şimdi nereye gidiyordu belli değildi şimdiden yorulmuştu belkide iyi bir
fikir değildi dervişlere özenmek nihayetinde dervişlerin becerileri vardı
gittikleri yerlerde hünerlerini sergiler kalacak yer ve yiyecek bulurlardı ayrıca
gittikleri yerlerde saygıyla karşılanırdılar, ama kendisi şimdi ortada kalmıştı
ve kış da kapıdaydı bu sefer yoluna çıkacak ilk köyün ağasına varıp bahara
kadar yiyecek ve barınma karşılığında xulam lık yapmak için ricada bulunacaktı.
17 Şubat 2013 Pazar
İBRAHİM HALİL BARAN

16 Şubat 2013 Cumartesi
Utanmayın diye Unutmayın diye
Aşık olabilir ve ş…iirler yazabilirdik,sonu kavuşmakla biten yada bitmeyen.
Yada şimdi sizin ,işte,evde,yolda oturup okuduğunuz bu yazıyı bizde okuyabilirdik.
Evet evet yapabilirdik hepsini.
Annemizin dizine başımızı koyup,saçımızla oynamasına izin verebilirdik…
Ama birilerimizin önde durması gerekiyor.
Kimliksiz ve sıradan ve tutsak edilmiş bir hayat ile ,kaldırıp başımızı gökyüzüne hangi yüzle bakabilirdik ki?
Savaşıyoruz ve canımızı veriyoruz,utancı silmek için bilincimizden ve gelecekten…
Bakın,ölüm bir adım ötede ama gülerek gidiyoruz.Zalim sevinmesin diye.
Siz yaşayın diye.
Utanmayın diye.
Unutmayın diye…
Buradayız,yanı başınızda.
Özgürlüğün doğduğu o güneş vakti ,yine gülerek aranıza katılacağız.
Hüseyin Xizri

Yeqîn ruh û heyatî tu
Melayî Cizîrînin,olağanüstü sözleri beyiti ile Zuber Salihin müziğiyle doyumsuz bir şölen
Sebahul xeyr xana min,şehî şîrîn zebana min
Tuyî ruh û rewana min,bibit qurban te canê min
Te alellah çi(h)zatî tu çi(h) wî şîrîn sifatî tu
Ne wek qend û nebatî tu yeqîn ruh û heyatî tu
Heyat û reheta can im"sebahul xeyr ya xanim!"
Were bînahiya çavan bibînîm bejn û balayê

Sebahul xeyr xana min,şehî şîrîn zebana min
Tuyî ruh û rewana min,bibit qurban te canê min
Te alellah çi(h)zatî tu çi(h) wî şîrîn sifatî tu
Ne wek qend û nebatî tu yeqîn ruh û heyatî tu
Heyat û reheta can im"sebahul xeyr ya xanim!"
Were bînahiya çavan bibînîm bejn û balayê

Ya Reb Perî ya Horî bû
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)