Dünyanın
Her Yerinde Katledilen Halktır.
Acıyı
halklar yaşadı. Kadınlar, çocuklar ve sivil nüfus. Halepçe katliamının 19.
yılında, yaşamını yitiren o masum insanları saygı ile anıyoruz.
HALEPÇE’Yİ
UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ!
16 Mart’ta iki
katliamı birden lanetleyeceğiz.
Biri 1978’de
oligarşinin eli kanlı faşist katillerinin, kontrgerillanın İstanbul Beyazıt’ta
okuldan çıkan öğrencilerin üzerine bombalar, kurşunlar yağdırarak yedi
devrimci-demokrat öğrencinin şehit düşmesine, onlarcasının yaralanmasına neden
olan katliamı, bir diğeri ise bundan 10 yıl sonra 1988’de Halepçe’de
Saddam diktatörlüğünün kimyasal silahlarla, bombalarla 5 bin insanın
ölümüne, binlercesinin yaralanmasına, sakat kalmasına yol açtığı katliam.
Her iki katliamda
da katledilen halktır.
Her iki katliamın
arkasında da halkı ezenler, sömürenler vardır. Halepçe Katliamı ezenlerin, sömürenlerin
halkın dostu olamayacağını ve emperyalizmin ikiyüzlülüğünü en açık şekilde
gösteren trajik örneklerden biridir.
ABD ve Avrupa
emperyalistlerinin o zamanlar Saddam yönetimiyle araları oldukça iyiydi. Çünkü
Saddam o yıllarda emperyalizmin denetiminden çıkmış olan İran’la savaşıyordu.
İran’daki molla iktidarının yıkılmasını isteyen emperyalizm ise Saddam
yönetimine her türlü silah ve desteği sağlıyordu.
İşte Halepçe
Katliamı böyle bir dönemde gerçekleşti. İran yönetimi Saddam’a karşı Irak’taki
Kürtleri, Saddam yönetimi de İran yönetimine karşı İran’daki Kürtleri
destekliyor, Kürt milliyetçi örgütleri de bu “destek”ten “yararlanma”
politikası izliyorlardı. Ama yararlanan emperyalizm ve ilhakçı yönetimlerdi.
Kuzey Irak’ta Kürdistan Yurtseverler Birliği peşmergelerinin 70 bin nüfuslu
Halepçe’de Irak ordusunun karargahını ele geçirmeleri ve kenti denetimlerine
almalarından iki gün sonra Saddam yönetimi Kürt halkının bu başkaldırısını
katliamla bastırma yoluna gitti. Çoluk-çocuk demeden 5 bin insanı Halepçe’de
kimyasal silahlar kullanarak katletti. Saddam yönetiminin bu katliamdan
yaklaşık beş ay sonra, Ağustos’ta ikinci kez başlattığı saldırıdan kurtulmak
için kaçan onbinlerce Kürt göç yollarına düştü. Binlercesi de yollarda açlık,
sefalet ve hastalıklardan öldü.
Ama tüm bunlar
yaşanırken bugün güya Güney de yaşayan Kürtlerin hamisi gibi davranan, Kuzey
Irak’ta güya Kürtleri korumak amacıyla uçuşa yasak bölgeler ilan eden, insan
halkları, demokrasi nutukları atan ABD ve diğer emperyalistler gıklarını bile
çıkarmadılar. Ne Kürt halkı, ne de binlerce Kürt’ün ölümü umurlarında değildi.
Göç eden onbinlerce Kürt’e doğru dürüst bir yardım etmeye bile hiçbiri
yanaşmadı. Çünkü o zaman çıkarları Saddam’ı desteklemeyi gerektiriyordu.
Saddam’a kimyasal ve her türlü imha silahlarını satan da kendileriydi. Bugün ise
çıkarlar tersine döndü. Yarın ne olacağı ise yine belli değildir, pekala
bugünkü tablo da yine tersine dönebilir.
Dün Halepçede 5
bin insanın yaşamına, onbinlerce insanın sakat kalmasına suskun kalanlar ve
daha sonrasında
Halepçe’yi
unutmayacağız.
Sokağında,
evinde, tarlasında çalışırken ölüme yakalanan insanların cesetlerini
unutmayacağız.
Mosmor olmuş,
daha ana sütünden kesilmemiş kundaktaki bebeleri unutmayacağız.
Göç yollarına
düşürülen onbinleri, yollarda can veren binleri unutmayacağız.
Şırnak, Lice, Kulp
başta olmak üzere Türkiye’de bombalanan,
yakılan, yıkılan yüzlerce ilçe ve köylerimizi, katledilen insanlarımızı
unutmayacağız.
Uğur Kaymazları,
Şiyar Perinçekleri unutmayacağız.
Halklarımızın
katillerini iyi tanıyoruz.
Halk katilleriyle
uzlaşmayacak, hesap sormaya devam edeceğiz
Biyolojik,
kimyasal ve nükleer silahların üretimi, bulundurulması ve kullanılması
yasaklansın!
Halepçeler
Unutulmasın!
Yeni
Halepçelere Hayır!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yorum yaptığınız için teşşekür ederiz.