16 Mart 2013 Cumartesi

Halepçe de ölmek

Newroz ayını böyle kara haberlerle süsleyen kapitalist, faşist zihniyetlerin ilelebet yok olması dileği ile


Dünyanın Her Yerinde Katledilen Halktır.
Acıyı halklar yaşadı. Kadınlar, çocuklar ve sivil nüfus. Halepçe katliamının 19. yılında, yaşamını yitiren o masum insanları saygı ile anıyoruz.

HALEPÇE’Yİ UNUTMADIK UNUTMAYACAĞIZ!
16 Mart’ta iki katliamı birden lanetleyeceğiz.
Biri 1978’de oligarşinin eli kanlı faşist katillerinin, kontrgerillanın İstanbul Beyazıt’ta okuldan çıkan öğrencilerin üzerine bombalar, kurşunlar yağdırarak yedi devrimci-demokrat öğrencinin şehit düşmesine, onlarcasının yaralanmasına neden olan katliamı, bir diğeri ise bundan 10 yıl sonra 1988’de Halepçe’de Saddam diktatörlüğünün kimyasal silahlarla, bombalarla 5 bin insanın ölümüne, binlercesinin yaralanmasına, sakat kalmasına yol açtığı katliam.
Her iki katliamda da katledilen halktır.

Her iki katliamın arkasında da halkı ezenler, sömürenler vardır.  Halepçe Katliamı ezenlerin, sömürenlerin halkın dostu olamayacağını ve emperyalizmin ikiyüzlülüğünü en açık şekilde gösteren trajik örneklerden biridir.
ABD ve Avrupa emperyalistlerinin o zamanlar Saddam yönetimiyle araları oldukça iyiydi. Çünkü Saddam o yıllarda emperyalizmin denetiminden çıkmış olan İran’la savaşıyordu. İran’daki molla iktidarının yıkılmasını isteyen emperyalizm ise Saddam yönetimine her türlü silah ve desteği sağlıyordu.
İşte Halepçe Katliamı böyle bir dönemde gerçekleşti. İran yönetimi Saddam’a karşı Irak’taki Kürtleri, Saddam yönetimi de İran yönetimine karşı İran’daki Kürtleri destekliyor, Kürt milliyetçi örgütleri de bu “destek”ten “yararlanma” politikası izliyorlardı. Ama yararlanan emperyalizm ve ilhakçı yönetimlerdi. Kuzey Irak’ta Kürdistan Yurtseverler Birliği peşmergelerinin 70 bin nüfuslu Halepçe’de Irak ordusunun karargahını ele geçirmeleri ve kenti denetimlerine almalarından iki gün sonra Saddam yönetimi Kürt halkının bu başkaldırısını katliamla bastırma yoluna gitti. Çoluk-çocuk demeden 5 bin insanı Halepçe’de kimyasal silahlar kullanarak katletti. Saddam yönetiminin bu katliamdan yaklaşık beş ay sonra, Ağustos’ta ikinci kez başlattığı saldırıdan kurtulmak için kaçan onbinlerce Kürt göç yollarına düştü. Binlercesi de yollarda açlık, sefalet ve hastalıklardan öldü.
Ama tüm bunlar yaşanırken bugün güya Güney de yaşayan Kürtlerin hamisi gibi davranan, Kuzey Irak’ta güya Kürtleri korumak amacıyla uçuşa yasak bölgeler ilan eden, insan halkları, demokrasi nutukları atan ABD ve diğer emperyalistler gıklarını bile çıkarmadılar. Ne Kürt halkı, ne de binlerce Kürt’ün ölümü umurlarında değildi. Göç eden onbinlerce Kürt’e doğru dürüst bir yardım etmeye bile hiçbiri yanaşmadı. Çünkü o zaman çıkarları Saddam’ı desteklemeyi gerektiriyordu. Saddam’a kimyasal ve her türlü imha silahlarını satan da kendileriydi. Bugün ise çıkarlar tersine döndü. Yarın ne olacağı ise yine belli değildir, pekala bugünkü tablo da yine tersine dönebilir.
Dün Halepçede 5 bin insanın yaşamına, onbinlerce insanın sakat kalmasına suskun kalanlar ve daha sonrasında


Halepçe’yi unutmayacağız.
Sokağında, evinde, tarlasında çalışırken ölüme yakalanan insanların cesetlerini unutmayacağız.
Mosmor olmuş, daha ana sütünden kesilmemiş kundaktaki bebeleri unutmayacağız.
Göç yollarına düşürülen onbinleri, yollarda can veren binleri unutmayacağız.
Şırnak, Lice, Kulp başta olmak üzere Türkiye’de  bombalanan, yakılan, yıkılan yüzlerce ilçe ve köylerimizi, katledilen insanlarımızı unutmayacağız.
Uğur Kaymazları, Şiyar Perinçekleri unutmayacağız.

Halklarımızın katillerini iyi tanıyoruz.
Halk katilleriyle uzlaşmayacak, hesap sormaya devam edeceğiz
Biyolojik, kimyasal ve nükleer silahların üretimi, bulundurulması ve kullanılması yasaklansın!
Halepçeler Unutulmasın!
Yeni Halepçelere Hayır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorum yaptığınız için teşşekür ederiz.

© 2012 | All rights reserved | Design by Blogger Template Tutorials